remo
  Ana Sayfa
 
Sevgililer Günü Katliamı, tek boyutlu senaryosunu, karakterleri, müziği, set dizaynını ve yönetimi ört bas edebilmek için üç boyutlu çekilmiş, en iyi sahnesinde bile “en kolayından nasıl slasher filmi çekilir” dersinden çıkma acemi film okulu projelerini hatırlatan bir korku karbon kopyası.

İlk olarak üç boyut meselesinden bahsedelim. İlk bakışta korku filmlerinde üç boyut kullanmak dahiyane bir fikir gibi gelebilir. Sonuçta eğer kurbanlarımızın peşinden gelen katil seyirciye ne kadar gerçekçi görünürse o kadar iyi. Ayrıca bin bir türlü sivri obje kurbanlarımıza yaklaşırken seyirciye de üç boyutlu yaklaşması, seyircinin kendini de tehlikede hissetmesi filmin etkileyiciliğini artırabilir.



Fakat iki boyutlu veya üç boyutlu olsun, her zaman önemli olan eldeki filmin teknik kalitesi ve hikayesidir. Bir iki zorlama dekordan oluşan ucuz mu ucuz tembel set dizaynı normalde de göze batardı; film üç boyutlu olduğu için iyice rahatsız ediyor. Hele kasabanın lanetli madenini uzaktan göstermeye çalışan bir minyatür çekimi o kadar amatör ve o kadar bariz ki, oyuncak vinçlerin yanında bir çift ayak görmeyi bekledim, o eski ZAZ filmlerindeki espriler gibi.

On yıl önce küçük bir maden kasabasına terör salan bir katilin on yıl sonra geri dönüşünü izliyoruz. On yıl sonra olduğunu nasıl biliyoruz? Çünkü tam televizyondaki spiker bize bu bilgiyi verirken AYNI ANDA ekranda “On Yıl Sonra” yazısını görüyoruz. Bu noktada sinema çalışanlarından birinin ışıkları açıp “Aklınızda bulunsun, bu olaylar bir az önce izlediğiniz olaylardan on yıl sonra geçiyor” demesini bekledim.

Peki Savgililer Günü Katliamı tarzı bir filme gidenler zaten Yurttaş Kane’i izleyeceklerini varsayarak gitmeyecek. Asıl önemli olan korkutucu sahneler nasıl, kan efektleri yeterince şiddetli mi? Evet, amacınız peş peşe her tür permütasyondan vücut kesimi artı kovalarca kan izlemek ise Sevgililer Günü Katliamı’nda bundan bolca var.



Hatta yapımcıların filmin 3 boyut medotu kadar makyaj efektlerine de para harcamaktan görüntü yönetmenliği, müzik (Aman o 50 dolarlık klavyeden çıkma hissi veren müzik) yönetim ve oyunculara para kalmadığı ortada. En azından filmdeki bütün rolü boyunca (Abartmıyorum, “bütün” rolü) çıplak dolaşan bir kızcağıza iyi para ayırmışlardır umarım. Slasher filmlerinde gereksiz çıplaklık önemli, bu kuralı 13. Cuma filmlerinden biliyoruz, ama en azından o filmlerde bile kızlar ara sıra gecelik vs. giyiyorlardı.

Sevgililer Günü Katliamı, 3 boyutlu olmasa çabucak unutulacak, kalitesizliğini kapatmak için için 3 boyut gibi ucuz numaralara başvurduğu için daha da çabucak unutulması gereken bir B filmi. Sinemadan çıktığınızda üç boyutlu gözlükleri geri verdiğiniz zaman paranızı da geri istemeyi unutmayın. » Bu sitemizi ziyaretiniz
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol